Paylaşcaz

Paylaşacak Çooook Şey Var




Konuyla ilgili internet üzerinden araştırma yaparken de, bu sistemde bir eğitim almaya karar verdiğinizde de karşılaşacağınız bazı terimler var. Bunlardan en belli başlı olan, sık karşılaşılanları ve açıklamaları aşağıda.

Asenkronize Eğitim / Asynchronous Learning: Katılımın zamana yayılarak yapıldığı eğitim sistemi. Öğrencileri zaman ve mekân sorunlarından soyutlar. Kendi istedikleri zamanda oldukları yerden dersleri takip edip tartışmalara katılabilirler.

Bilgisayar Temelli Eğitim / Computer Based Training (CBT): Motivasyon ve gerekli yardımların bilgisayar programı tarafından yapıldığı sistem. Düşünsene sana motive edici mailler gönderen bir bilgisayar var. CD-ROM, LAN veya internet üzerinden yapılır. Uzmanlar tarafından hazırlanır.

Correspondence Course: 1980’lerde popüler hâle gelen, mektuplaşmalar sayesinde iletişim kurularak eğitim verilen bir sistem.

Distance Education: Uzaktan eğitim adını verebileceğimiz, mektuplaşmalar, internet, videolar, telefon konferansları ve benzeri alet edevat sayesinde iletişim kurulan yepyeni bir eğitim sisteminin genel adı. Distance Learning, Distance Training, Distributed Learning, Web Based Training (WBT), Online Training, Online Learning terimleri de aynı kapıya çıkıyor.

e-Learner: İnternet bazlı bir eğitim sisteminin güzide öğrencisi.

Instructor-led Training (ILT): Birebir ya da uzaktan da olabilir, ama mutlaka bir danışmanın size her türlü sorunuz için yardım ettiği eğitim sistemi.

Senkronize Eğitim / Synchronous Learning: Katılımın eş zamanlı yapıldığı bir eğitim. Öğrencilerin aynı zamanda sınıfta olmasını gerektirir. Ancak sınıf kavramı duvarlardan oluştuğu gibi internet üzerindeki bir tartışma odasından da ibaret olabilir. Yani uzaktan eğitimde de “synchronous learning” yapılabilir.

Devamını okuyun...>>




50 Best Premium Webshots Full HD Wallpapers
JPG | 50 Pics | from 1680×1050 to 1920×1200 | 48.4 Mb



Devamını okuyun...>>



Alis Harikalar Diyarında - Alice in Wonderland

Yapım:2010 - ABD
Tür:3 Boyutlu , Aile , Fantastik , Macera
Yönetmen:Tim Burton
Senaryo:Linda Woolverton
Yapımcı:Tim Burton , Richard D.Zanuck , Joe Roth , Suzanne Todd , Jennifer Todd
Görüntü Yönetmeni:Dariusz Wolski
Müzik:Danny Elfman
Oyuncular:Johnny Depp , Helena Bonham Carter , Anne Hattaway , Alan Rickman , Michael Sheen

Özet

Alice Harikalar Diyarı’nda yeniden çevriminde güçlü kız imajı baz alınarak Tim Burton tarafından seyircinin karşısına çıkarılıyor. Linda Woolverton’ın çocuk romanından uyarlanan yapım 17 yaşındaki Alice’in sosyeteye tanıtım partisinde beyaz bir tavşanı takip ederek kendini harikalar diyarında bulmasıyla başlıyor. Aslında 10 sene öncesinde de ziyaret ettiği yeri ikinci ziyaretinde hatırlamıyor bile.
Harikalar Diyarı’nda Alice’i karşılayanlar arasında Mad Hatter karakterini canlandıran Johnny Depp de mevcut. Bu yapımda Johnny Depp ve Tim Burton yedinci kez bir araya geliyorlar. Yine Tim Burton’ın ayrılmaz oyuncu ekibinden, aynı zamanda eşi olan Helena Bonham Carter’da Kırmızı Kraliçeyi canlandırıyor. Sürpriz olarak ise oyuncu kadrosunda 2009 Oscar ödül töreninde En iyi Kadın Oyuncu Oscar’ına aday gösterilen Anna Hataway de mevcut.




Vampir İmparatorluğu - Daybreakers

Yapım: 2009 - ABD , Avustralya
Tür: Aksiyon , Dram , Bilim Kurgu , Fantastik , Gerilim , Korku , Macera
Yönetmen: Peter Spierig , Michael Spierig
Senaryo: Peter Spierig , Michael Spierig
Yapımcı: Chis Brown , Sean Furst , Bryan Furst
Görüntü Yönetmeni: Ben Nott
Müzik: Christopher Gordon
Oyuncular: Ethan Hawke , Willem Dafoe , Sam Neill , Isabel Lucas , Claudia Karvan

Özet

Başrollerini Ethan Hawke, Willem Dafoe ve Sam Neill‘ın paylaştığı aksiyon/gerilim türündeki Daybreakers, seyirciye vampir soslu distopik bir gelecek sunuyor. 2019 yılında yaşanan bir veba salgını dünyadaki insanların çok büyük bir bölümünü vampire dönüştürmüştür. Artık kimse yaşlanmamaktadır. Fakat ortada büyük bir sorun vardır; sayıları iyice azalan insanlar artık vampir ırkına yeterli miktarda kan sağlayamamaktadır. Bu sırada insanlardan oluşan bir direniş gücü de vampirleri tekrar insana dönüştürmek için bir tedavi aramaktadır. Direnişçiler bunun için üst düzey bir vampir olan hematolog Edward Dalton’ı (Ethan Hawke) kaçırırlar..



Ses

Yapım: 2010 –Türkiye
Tür: Gerilim , Gizem , Korku , Psikolojik
Yönetmen: Ümit Ünal
Seneryo: Uygar Şirin
Yapımcı: Ersan Çongar
Görüntü Yönetmeni: Türksoy Gölebeyi
Müzik: Mehmet Cem Ünal , Erdem Helvacıoğlu , Safa Hendem
Oyuncular: Mehmet Günsür , Serra Yılmaz , Selma Ergeç , Tayanç Ayaydın , Eylem Yıldız

Özet

Derya (Selma Ergeç) bir bankanın çağrı merkezinde çalışan ve annesi (Işık Yenersu) ile birlikte yaşayan genç bir kızdır. Derya’nın rutin giden hayatı gaipten duymaya başladığı bir SES’in ortaya çıkması ile beraber altüst olur. Genç kız başlangıçta SES’i duymazlıktan gelmeye çalışsa da SES kısa sürede genç kızın hayatını kontrol etmeye başlar. Derya’dan işyerindeki patronu Onur’u (Mehmet Günsür) takip etmesini isteyen SES, genç kızın hayatını giderek korkunçlaşan bir kâbusa çevirir.




Eşrefpaşalılar

Yapım: 2010 - Türkiye
Tür: Dram , Komedi
Yönetmen: Hüdaverdi Yavuz
Senaryo: Burak Tarık
Yapımcı: M.Yusuf Kulaksız
Görüntü Yönetmeni: Rico
Müzik: Yücel Arzen
Oyuncular: Turgay Tanülkü , Deniz Özpınar , Sinan Albayrak , Hüseyin Soyarslan , Ali Yaylı

Özet

İzmir Eşrefpaşa’dan gelip İstanbul’a yerleşmiş iki dosttan biri olan Tayyar (Hüseyin Soysalan), güç ve iktidar tutkusu ile büyük bir mafya lideri olurken; Davut (Turgay Tanülkü), küçük mahallesinde namusuyla kahvesini işletmektedir. İkisi de aynı kadını sevmiştir fakat Madam Eleni (Sermin Hürmeriç) Davut’u sevmesine rağmen Tayyar ile evlenmek zorunda kalmıştır. Bir de kızı Duygu (Deniz Özpınar) dünyaya gelir. Fakat Tayyar, Madam’ın gönlünün Davut’ta olduğunu bildiğinden bunu sindiremeyip kızı ile birlikte Madam’ı ortada bırakır. Tayyar bir şekilde intikam alacaktır ve bunu Davut’un evlatlığı Nusret’i (Burak Tarık) kendi yoluna çekerek yapacaktır. Mahalle kabadayısı Nusret ise bir tarafta sevdiği kız, sevdiği insanlar; diğer tarafta ise para ve saltanat arasında kalır. Bu iki dünya arasında bocalarken mahallenin metruk camisine bir Hoca (Sinan Taymin Albayrak) tayin olur ve olayların seyri değişmeye başlar…

Devamını okuyun...>>




Günümüzde seller ve soğuk hava koşulları nedeniyle yükselen fiyatlar, hem de ürünlerde kullanılan aşırı tarım ilaçları insanın kafasını karıştırıyor. Birçok insan ise çok pahalı olan organik gıdaları alamıyor.

Peki bu durumda ne yapabilirsiniz? Evinizin küçük bir bahçesi varsa, çok şanslısınız. Çünkü, burada ihtiyacınız olan meyve ve sebzeleri istediğiniz miktarda yetiştirebilirsiniz. HowStuffWorks isimli sitede yer alan haberde, kendi bahçenizde kolayca yetiştirebileceğiniz en yaygın 5 ürün açıklanıyor.

1. Salatalık: Kendi bahçenizde yetiştireceğiniz salatalıklar ile üretiminde yoğun olarak kullanılan tarım ilacından kurtulabilirsiniz. Ayrıca, bu salatalıklar daha lezzetli olacak ve dev süpermarkettekilerden daha az sayıda çekirdeği olacak. Yüksek verimliliğe sahip olan salatalığın bağları, siz onları toplamaya devam ettiğiniz sürece meyve verecektir.

Salatalıkları nemli toprakta bol suni gübreyle yetiştirin. Yoksa, şekilleri eğri büğrü olur ve tadı da tuhaflaşır. Salatalıklar sürekli uzayan bir bitkidir, bu nedenle dikey bir parmaklığa bağlayarak asmalısınız.

2. Yapraklı yeşillikler: Marul ve ıspanak gibi yapraklı yeşil sebzeler, manavda ucuzdur. Ancak, bunları kendi bahçenizde daha taze olarak yetiştirebilirsiniz. Bahçenizde yeşil yapraklı sebze yetiştirdiğinizde, buzdolabınızın alt bölümünde kirli yapraklar hakkında endişelenmek zorunda değilsiniz. Taze taze toplayıp pişirebilirsiniz.

Manavlarda satılan yeşil sebzelerde bulaşma şüphesi olabiliyor. Örneğin, 2006 yılında, paketlenmiş küçük ıspanaklardaki E.coli salgını 205 kişinin hastalanmasına ve 3 kişinin de hayatını kaybetmesine neden olmuştu. Marul ve ıspanak bahçede çok güzel yetiştilirir, çünkü gün boyunca gölge severler ve şiddetli sıcakta solarlar.

3. Domates: Çok az çaba gerektiren domates, kendi bahçenizde yetiştirmenin çok fazla faydası var. Manavlarda satılan domateslerde yüksek oranda karbon ayakizi bulunuyor. Ayrıca, mevsiminin dışında yetiştirilen domatesler pahalı ve renksiz oluyor ve fazla tarım ilacı bulunuyor. Evde yetiştirilen domates ise verimli, sulu, lezzetli oluyor. Eklediğiniz kimyasalları da tam olarak biliyorsunuz.

Domatesleri toplamak için acele etmenize gerek yok. Olgunlaşan domatesler 2 hafta kadar dalında kalıyor. Mevsim sonunda ve ilk kırağıdan önce yeşil domatesleri gazeteye sarın ve serin, kuru bir yerde saklayın. Bu şekilde domatesler sonbaharın sonuna ve kışın başına doğru yavaş yavaş olgunlaşacaktır.

4. Elma: Elma ağacı yetiştirmek biraz çaba isterken, arka bahçesi olanlar şanslı. Elma ağaçları birçok türde çıkabiliyor. İsterseniz, 2 metreden fazla uzamayan elma ağacına bile sahip olabilirsiniz. Fidanlar, 2 yıl gibi kısa bir sürede meyve vermeye hazır hale geliyor ve bundan sonra onlarca yıl meyve vermeye devam ediyor.

Bahçenizde yetiştireceğiniz elma ağacı ile tarım ilaçları ya da mevsiminin dışında meyve satın almaktan ve yoğun olarak kullanılan karbon ayakizinden kurtulacaksınız. Bir elma ağacı tek bir aile için çok fazla elma üretiyor. Fazla elmaları kek, reçel, elma sosu ya da sirke yapabilirsiniz.

5. Fesleğen: Çok katlı bir apartman dairesinde oturuyor olabilirsiniz. Buna rağmen balkonunuzda bitki bahçesi oluşturabilirsiniz. Bu bahçelerin evde oluşturulması kolay ve faydalıdır. Az çabayla, birçok şifalı bitki istiyorsanız evde fesleğen yetiştirebilirsiniz. Süpermarketlerdeki taze fesleğen çok pahalıdır. Soğuk havadan nefret eden fesleğeni evinizin içinde yetiştirebilirsiniz. Fesleğenleri, mutfakta güneş alan pencere önüne orta büyüklükte bir saksıya dikebilirsiniz. Böylece, yemek yaparken istediğinizde fesleğen yapraklarından koparıp kullanabilirsiniz. Yeni oluşan yaprakları koparınca yenilerinin çıkmasını sağlarsınız. Diğer şifalı bitkiler gibi, fesleğen de buzdolabını ve derin dondurucuyu sevmez. Bu nedenle dolaba koymayın, kurutmak için uğraşmayın. Bunun yerine fesleğenin yapraklarını doğrayıcıya atın ve ömrünü uzatmak için zeytinyağının içinde saklayın.

Devamını okuyun...>>




Demir Küp Oyunu 1.1.1
Boyut:
825 KB


Odesa Yazılım Tarafından Geliştirilen Türkiye’nin İlk 3 Boyutlu Demir Küp Oyununu Sizinle Paylaşmaktan Büyük Gurur Duymaktayız.

Nasıl Kullanılır?

a.) İlk Çalıştırma :
Oyunun Kullanımı Çok Basit Oyuna Girer Girmez Karşınıza Küçük Bir Menü Gelir.Bu Menüden Başlat Tuşuna Basarak Direk Oyuna Girersiniz.

b.) Nasıl Oynanır :
Oyunun Başlayınca Karşınıza Gelen Görüntüde Demir Bir Küp , ve Karelerden Oluşmuş Bir Platform Görürsünüz.Yön Tuşlarını Kullanarak Demir Küpü Bir Yatay Bir Dikey Olarak Hareket Ettirirsiniz, Kare Platformdaki Boşluktan İçeri Demir Küp’ü Düşürdüğünüzde Diğer Bölüme Geçmeyi Başarırsınız.

c.) Oyun Kuralları :
Oyunun Kuralları Gayet Basittir, Yapmanız Gereken Şey Demir Küpü Yön Tuşlarıyla Sayılı Miktarda Olan Karenin Üzerinde Bir Dikey Bir Yatay Olarak Hareket Ettirerek Karelerin Arasındaki Tek Karelik Boşluktan Girdirmeye Çalışmaktır, Demir Küp Oyunu Dünyanın Sayılı Zeka Oyunlarından Olan Ve Orijinal Adı “Turning Square” Olan, Oyunun Yeniden Tasarlanmış Türkçe Halidir. Amaç 33 Level’lik Tüm Bölümleri Sırasıyla Geçmektir.

d.) Oyundan Notlar :
Oyun hem yetişkinlerin hemde çocukların oynayabileceği güzel bir zeka oyunudur.
Oyunun ilerleyen Bölümleride “X” , O”, “Ø” Bazı Metal Şekiller Göreceksiniz, Bunlar Muhakkak İçinde Bulunduğunuz Bölümü Geçmeniz İçin Gereken Bazı Anahtarlardır.Bu Anahtarları Kullanarak Bölüm Atlamaya Çalışmasınız.

e.) Oyun Menüsü :
Oyun Menüsü Oyun Başladıktan Sonra Sağ Üst Köşede Görünür, Oraya Tıklayarak Oyunla İlgili Bazı Temel İşlevleri Gerçekleştirebilirsiniz.

Oyunu İndir

Devamını okuyun...>>





Yapılan araştırmalara göre, anne babalar, çocuklarını internette bekleyen tehlikelerden habersiz.

Mahalle aralarındaki internet kafelerde ve evlerinde bilgisayarın başından kalkmayan çocuklar cinsel istismardan, kumar alışkanlığına, uyuşturucu kullanımına teşvikten fuhuşa kadar türlü türlü tehlikeyle karşı karşıya. Bu tehlikeleri göz önünde bulunduran İstanbul polisi öğrencileri bilinçlendirme programları hazırlayarak okullarda sunumlara başlayacak. Polis yetkililer asıl görevin ailelere düştüğünü belirtiyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Bilişim Suçları ve Sistemleri ile Mücaele Şube Müdürü Turan Odabaş öncelikle interneti yasaklamanın çözüm değil aksine yasakla ilgili merakları artıracağını vurgulayarak "Çocuğunuza interneti yasaklamayın. Sadece kullanımını kısıtlayın" diyor. İşte Odabaş'ın ailelere yaptığı uyarılar:

KORUMA FİLTRESİ ŞART!

1. En etkili çözüm çocuklarda ve ailelerde bilincini artırmaktır. Çocuk internetin hem faydalı hem zararlı olabileceğinin bilincinde olmalıdır.

2. Çocuk ailesine güvenmelidir. Çocuk ile aile arasında ilişkiler şeffaf ve açık olmalıdır.

3. Çocuğa güven duymak gerekir. Bununla beraber denetim mutlaka yapılmalıdır. Çocuk hangi sitelere giriyor, chatte (sohbette) kimlerle görüşüyor sorusu yanıtsız kalmamalıdır.

4. Çocukların zararlı sitelere girmemesi için ilk başta ailelerin bilgisayarlarında aile koruma filtrelerinin yer alması gerekmektedir. Bu gibi filtreler çocuklarımızın zararlı sitelere girmesine engel olacaktır.

5. Bilgisayarlar çocuk odalarında değil ailenin genel olarak kullandığı ortak alanlarda yer alması çocukların internet sitelerinde rastlayacakları olası bir tehlikeden korunmasına yardımcı olacaktır.

6. Çocuğun internette ailesinden izinsiz hiç kimseye bilgi göndermemesi gerektiği tembih edilmelidir.

7. Çocuklar tek başına internete alış veriş yapmamalıdır. Kredi kartı kullanmasına müade edilmemelidir.

8. Çocuk internette yaşadığı herşeyi (iyi veya kötü) ailesi ile paylaşabilmelidir. Aile bu ortamı hazırlamalıdır.

9. Çocukla internet kullanımı sözleşmesi yapılmalıdır.

10. Çocuk olağan yaşantısını aksatacak kadar bilgisayarda vakit geçirmeye başlamışsa tehlikeli durum sinyali alınmaktadır.


Sanal güven timleri Hacker avlayacak!

Bilişim suçlarının kuluçka dönemi geçirdiğini gelecekte bu tür suçların patlama yaşayacağı tespitinde bulunan emniyet yetkililer hemen kolları sıvadı bile. Ok yaydan çıkmadan tedbir alan İstanbul Emniyeti Amerika'da bulunan "Bilişim Üssü"nü Türkiye'de kuruyor. "Teknolojik suçlarla baş edebilmenin temel kuralı; suçlu teknolojisinin gerisinde kalmamaktır" diyen İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın "Bilişim Üssü ile hacker'lara karşı polis hacker'ları daha üstün teknolojik ortama taşıyacak.

Devrim niteliğindeki projesi uluslararası standartların üzerinde olacak. Bilişim Üssü Ortadoğu, Balkanlar, Kafkasya ve Asya bölgesinin en gelişmiş ve uzmanlığını kanıtlamış teknoloji merkezi haline getirilecek. Akıllı bina adıda verilen üsde Adli Bilişim Laboratuvarı, 7 gün 24 saat hizmet veren internet izleme merkezi, sistem, server ve network analiz merkezi, banka ve internet suçları merkezi ve bilişim eğitim ve tanıtım merkezleri yer alacak.

İnternette 24 saat devriye

Vatan Caddesi'nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü yerleşkesindeki sağlık polikliniğinin yerine kurulacak olan Bilişim Üssü'nün önemine değinen Hüseyin Çapkın "Bilişim alanındaki hızlı gelişmeler, kredi kartlarının güvenliğinden internet üzerindeki hakaret suçlarına, sitelerin hacklenmesinden bilgi sistemlerine yasadışı giriş yapılmasına, çocukların internet üzerinden suistimal edilmesine kadar geniş bir suç yelpazesinin doğmasına neden olmuştur" diyor.

Proje kapsamında "Sanal Güven Timleri"ninde oluşturulması düşünülüyor. Uzman polisler devriyelerini sanal ortamda yapacak ve hacker'lara aman vermeyecekler. Sokaklarda görevlendirilen Güven Timlerinin bir başka versiyonu böylece sanal ortamda suçlu avına çıkacaklar.

12-17 yaş aralığında 2 bin 816 çocuk üzerinde yapılan araştırmaya göre;

*Çocukların yüzde 51.6'sı internete ayrı bir odadan bağlanıyor. Ayrıca yaş büyüdükçe çocuklar, kendilerine ait bağımsız bir bölümde internet kullanmayı tercih ediyor ve internette daha çok zaman geçirmeye başlıyor. Aileler, çocuklarının beraber vakit geçirmekten, kitap okumaktan, dışarıda arkadaşlarıyla oyun oynamaktan vazgeçerek internete bağlandıklarını belirtiyor.

* Küçük yaşlarda günde 80 dakika kadar olan ortalama internet kullanımı, 15 yaşından sonra 2 saatin üzerine çıkıyor. Büyük yaş grupları internetten müzik dinlemek, film izlemek ve sohbet etmeye daha çok vakit ayırıyor. Küçük yaştaki çocuklar ise internette daha çok oyun oynuyor.

*Ankete katılan çocukların yüzde 31'i, nereleri gezdikleri konusunda anne babalarının hiçbir fikri olmadığını düşünüyor.

*Ankete katılarınların yüzde 50'si internetin "mutlaka olması'' gerektiğini söylüyor. Yüzde 42'si internet "olmalı", yüzde 8'i ise "olmasa da olur'' diyor.

Devamını okuyun...>>

||

Son Eklenen Konular

Related Posts with Thumbnails