Aft adını verdiğimiz ve neredeyse yemek yemeye engel olacak kadar acı verebilen ağız içi ülserleri bazılarımızın sürekli derdidir. Ancak bu kadar yaygın hastalıklar olmasına karşın ne uçuk konusunda ne de aftlar konusunda birçoğumuz yeterli bilgiye sahip değiliz. Örneğin bu hastalıklar bulaşıcı mıdır? Neden bazı insanlarda sık tekrar ederler? Ciddi sonuçlar doğurabilir mi? Önemli bir hastalığın belirtisi olabilir mi? Tedavi edilebilirler mi?...
Uçuk Herpes Simplex virüsü tarafından oluşturulan bir hastalıktır. Sıklıkla dudaklarda kaşıntı ve ağrı ile başlar ve içi sıvı dolu baloncuklar oluşturur. Genellikle 7-10 günde kendiliğinden iyileşir. Etkenin virüs olması nedeniyle bulaşıcıdır. Dudağımızdaki uçukla oynayıp elimizi gözümüze, genital bölgeye dokundurursak buralarda da yakınmalara yol açabilir. Başka insanlara da bulaşabilir. Uçuk virüsü bir kere vücudumuza girdikten sonra bu bölgeye yerleşip vücut direncimiz herhangi bir nedenle zayıfladığında yeniden aktif hale geçer. Vücut direncimiz vitamin eksikliği, stres, gribal enfeksiyonlar, aşırı yorgunluk, uykusuzluk gibi nedenlerden ötürü zayıflar. Aşırı güneş ışınına maruz kalmak da uçuk çıkmasına neden olabilir. Dudağımızda kabarcık oluştuktan sonra bunun üzerine sürülen antiviral pomatların iyileşmenin süresine etkisi ne yazık ki sanıldığı kadar çok değildir. Ancak uçuk çıkmadan önce ilk belirtiler başladığında tedaviye başlanırsa uçuk ya hiç çıkmayacak ya da son derece hızlı iyileşecektir. Bu öncü belirtiler kaşınma, karıncalanma, yanma ve sızlamadır.
Uçuk bulaşıcı bir hastalık olduğundan bulaşmayı önlemek için dikkat etmek gerekir;
·Uçuk üzerindeki kabukla oynanmamalıdır. Uçuk virüsü elimize geçeceği gibi elimizdeki mikroplar da uçuğu enfekte edebilir.
·Özellikle uçuk olduğu süre içinde elimizi son derece iyi yıkamaya özen göstermeli ve uçuğa dokunduktan sonra gözlerimize elimizi sürmemeliyiz.
·Özellikle bebekler ve çocuklar öpülmemelidir.
·Uçuklu insanların kullandığı havlu, çatal , bıçak gibi eşyalar ayrılmalı ve başkaları tarafından temizlenmeden kullanılmamalıdır.
Uçuk hemen her zaman dudaklarda yerleşmesine rağmen çok nadir olarak ağız içerisinde de oluşabilir. Aftlar ise her zaman ağız içerisinde yerleşirler ve son derece ağrılıdırlar. Aftlar ağız içerisinde oluşan ülserlerdir. Beyaz görünümlü ve büyüklükleri değişkendir. Aftların oluşumuna neden olan bir virüs ya da bakteri belirlenememiştir. Bu nedenle aftlar bulaşıcı değildir. Genellikle tek olmasına karşın bazen birkaç tane birden olabilir. Bayanlarda daha sık görülür.
Aft oluşumunda da vücut direnci son derece önemlidir. Özellikle stres faktörü, sigara içilmesi, vitamin eksikliği, bazı gıda maddeleri (özellikle asitli, acı ve ekşi), tahriş edici maddeler içeren diş macunları aft oluşumunda rol oynar. Sürekli yanaklarını ve dilini ısıranlarda ve sert gıda maddelerinin travması nedeniyle de aft oluşumu görülebilir. Aftlar bazı hastalıkların bulgularından biri de olabilir. Örneğin genital bölge ve gözde hastalık oluşturan Behçet hastalığının bulgularından biri de ağız içinde sürekli tekrarlayan aftlardır.
Bazen aftlar o kadar yaygın ve ağrılı olabilirler ki kişi yemek yemede bile ciddi zorluk yaşayabilir. Aftlara neden olan bir virüs yada bakteri olmadığından tedavi genellikle yakınmaları gidermeye yöneliktir. Özellikle çok sıcak ve baharatlı gıdalardan kaçınmak gereklidir. Aftlar üzerine ağız içine uygulanabilen kortikosteroidli pomadlar uygulanabileceği gibi yemek öncesinde ağrıyı azaltmak için bazı uyuşturucu kremler de kullanılabilir. Tıpkı uçukta olduğu gibi aft oluşumunu engellemek için vücut direncimizin zayıflamasına neden olabilecek faktörlerden olabildiğince uzak durmalıyız. Oluşan aftların üzerini ağız içi için özel hazırlanmış antiseptik solüsyonlar ile temizleyerek enfekte olmalarını engelleyebiliriz.
Aftlar herhangi bir tedavi yapılmasa da 7-10 gün içinde kendiliğinden iyileşir. Ancak hem aft hem de uçuklar için uzun süren ve sık tekrarlayan durumlarda mutlaka doktora gidilmeli ve nedeni araştırılmalıdır. Yaraların cerahatlenmesi, büyümesi, derinleşmesi de uyanık olup vakit geçmeden doktora başvurmamızın gerektiğini işaret eden sinyallerdir. Ayrıca ağız hijyenimize dikkat etmemizin hem diş sağlığımız hem de ağız içerisinde oluşabilecek hastalıklar açısından son derece önemli olduğunu unutmamalıyız.
0 yorum:
Yorum Gönder